1 Ağustos 2012 Çarşamba

M.'nin İlk İş Günü

Sevgili okurlar,

Şimdi sizleri bundan tam bir sene öncesine, bizim masaya dahil olduğum ilk güne götürmek istiyorum.1 Ağustos 2011'e...

Mavi gömleğimi ve sonradan aldığım kilolar yüzünden düğmesi kapanmayacak olan lacivert pantolonumu giydim. Evden çıkıp metrobüse bindim ve iş kulelerine doğru yola çıktım. Orada E. Bey'i bulmam gerektiğini söylemişlerdi önceki gün. Kulelere geldiğimde beni her zaman geren turnike denen gıcık pis aksamdan geçip 5. kata çıktım. İçimde garip garip bişeyler vardı. Hem korkuyordum hem heycanlıydım hem de mutluydum. E. yi gördüğümde beni güzel karşılaşmıştı. Bir sandalye çekip yanına oturmamı söyledi. Benimle biraz konuştu. Rahatlamıştım. Kötü bir insana benzemiyordu. Bana kule servisiyle Güneşli'ye geçeceğimizi bizi orda proje ekibinin beklediğini söylemişti. Havadan sudan, projelerden, E.'nin iş geçmişinden konuştuk. İyidi.Güzeldi. Artık normale dönmüştüm.

Sonra onu gördüm. İşte ordaydı. Bize doğru yaklaşıyordu.Bu, kompleksi problemli başkalarına tahammülü olmayan bir kız parçasından başka birşey değildi. Bu L.'ydi. Kanlı canlı ete kemiğe bürünmüş bir kapris makinesiydi adeta ashdfhgdfs. Masasına geldiğinde E. beni tanıştırıp "Bak yeni arkadaşımız geldi L." dedi. L. ağzındaki sakızı yavaş çekimde cığk cığk çiğneyerek bana, bittin kızım sen nefret ediyorum senden gıcık oluyorum sana bakışını attı ve E.'ye dönüp dedi ki "Evet gördüm."

O an işte o an hayatın benim için artık kolay olmayacağını bu buz dağıyla çalışmak zorunda olduğumu anladım. Toz pembe dünyam birden kararmış, şimşekler çakmaya başlamış ve yağmur atıştırmıştı. Hayır bunlar içime akan göz yaşlarıydı sdfdsasdffdk.

Diğer ekip arkadaşları da geldikten sonra Güneşli'ye doğru yola çıktık. Buraya geldiğimizde yine onlardan vardı. Pis turnikelerden. Yine 5.Kata çıktık. Bizi bir masaya yerleştirdiler. Masanın sol tarafında bir takım kızcıklar vardı. Bana Merhaba dediler. Bunlar L.'ye göre çok daha insani ve sıcak kanlı görünüyorlardı. Hele bir tanesi servis konusunda bana yardımcı olarak gönlümde taht kurmuştu. Evet bu sendin D.sdgfadsjfgfkjelibon

Bizi bir toplantı salonuna aldılar. Komik tavırlar içerisinde olan bir adam sürekli telefonla konuşuyor tebrikleri kabul ediyor ehe mehe yapıyordu. Bir adet soğuk nevale vardı içlerinde projenin sorumlusu mu neymiş ki biz ona Dayı lakabını takacaktık. Bir kaç adam daha vardı bunlardan biri o sırada gözüme tam köylü gözükmüştü sonradan Angaralı olduğunu öğrendik. O zamanlar böyle asarım keserim hasar da benim IDIT de benim modunda değil yağız anadolu delikanlısı modundaydı.

Herşey tamam gibiydi ancak bir eksik daha vardı. Ekip arkadaşlarımızdan birisi işlerini yetiştirememiş ve ertesi gün bize katılacakmış. Söylediklerine göre bu bir kızmış. Umarım şu L. gibi değildir diye içimden geçirdim. Sanırım evren içimden geçirdiğimin çok daha fazlasını vermiş. Çünkü bu kızla sonradan fırtınalı bir ilişki yaşayacak ve birbirimizi çok sevecektik. Kader öyle bir örmüştü ki ağlarını annelerimizin isimleri bile aynıydı.

Ertesi gün o kız geldi. Biz toplantıdan çıktığımızda tam şuan oturduğu yerde korkmuş ürkmüş bir yavrucak gibi beklemekteydi. Onu gördüğümde yıkılmış paramparça olmuş dünyam tekrar toz pembe oluvermişti. Daha ilk günden kıkır kıkır fıkır fıkır olmuştuk. İşte E. ile arkadaşlığımız o gün başladı.

Bugünse 1. yıldönümümüzü kutluyoruz. Masanın solunda kalan bir takım kızcıklarla da sonradan hiç bir iş yerinde karşılaşamayacağınız bir yakınlık kurduk. Şimdi hepsini ayrı ayrı çok seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder