Pembe dinazor
80 li yıllar...
TRT de radyoda bir radyo cıngılı eşliğinde tanıştım Pembe
dinazorla. Nedendir bilinmez yıllar sonra birden aklıma geldi ve çalışma
arkadaşlarıma aranızda bilen var mı diye sordum. Kimse duymamıştı o radyo
cıngılını. Ne garipti, bana hayal
aleminin kapılarını açan bu program kimse tarafından bilinmiyordu. Çünkü çalışma
arkadaşlarım benden küçüktü. Evet o benim bu yedi kişilik ekibin en yaşlı üyesi
benim... Ondandır pembe dinazoru bilmem.
80 li yıllar benim çocukluğuma denk gelir tabi başı değil. başı
bebekliğim (o kadar da yaşlı değilim ) , Ortası ve sonu çocukluğum)
Güzeldir ama o yıllara dair bişeyler hatırlamak.
Yokluk dönemidir 80 li yıllar , ülke askeri bir darbeden
çıkmaya çalışmakta ve yorgundur. Anneler babalar geçim derdine o kadar
düşmüşlerdir ki çocukların hangi branşa daha ilgili olduğunu bilmezler. Çünkü onlar
da zaten cahil bir dönemin ara dönem çocuklarıdır, ara dönem anne babalarıdır.
O yıllarda oyun parkımız sokaklardır bizim. Sokakta oyun
oynarken ekmek arası bişeyler yemek hep yasaktır o yıllarda çünkü belki başka
bir arkadaşının bunu yapacak maddi durumu yoktur ve bu yüzden hala ızdırabını
çekersin bir lokantada yemek yemenin.
O yıllarda ayrı odaları yoktur çocukların, tv li odada yatılır bir yandan soba yanar . TRT de
32. Gün vardır. Şimdilerde hangi çocuk utanç duvarının yıkılmsına tanıklık
etmiştir mehmet ali birand eşliğinde. Hangi çocuğun beyninde bir gazete küpürü
yer etmiştir. Başrolde Erdal İnönü Vardır. Seçime gidilemek için hazırlık
yapılan bir ülkede her zaman ki seçim söylemlerine ek bir limon sahnededir.
İnönü Limonu sıkmakta Turgut Özalı da aynı bu limon gibi sandıkta sıkacağını söylemektedir.
Sıkılan İnönü olmuştur. Özal değil.
Daha çok şey eklenebilir ama şimdilik bu kadar benden....
Haydi abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam diye sözümüze son verelim .
yazan ; pembe dinazor