2 Ağustos 2012 Perşembe

ikiagustosunönemi

Herkese Günaydın!

Bugün özel bir gün: İş hayatımın ilk senesini bugün itibariyle tamamlamış bulunuyorum. Haliyle ilk iş arkadaşım, canım, çizmeli kedim, koca gözlüm, ara ara çıldıranım, biricik M. ile de yıldönümümüz. Nice nice seneler yanımda olmasını dileyerek hislerimi dökmek istiyorum.

Bu çatıda ne kadar çok şey öğrendim hayata dair.. İş bağlamında değil, insan ilişkileri konusunda.. Dışarda tanışsam belki ikinci kez göremeyeceğim kadar farklı olduğum iş arkadaşlarımla, iş paylaşımı dışında hayatı paylaşarak zamanla dost olduğumuzu görmek inanılmaz bir his. Belki beni son bir senede çocukluğumdan bir nebze de olsa sıyırıp olgunlaştıran asıl şey paylaşımlarımızın egosuzluğu, dürüstlüğü, samimiyeti. Bana bu hissi yaşatan tüm masa sakinlerine sonsuz sevgi, saygı duyuyorum.

Hayatım boyunca kendimle yüzleşmediğimi farkettim buraya adımımı atar atmaz. Kendimi gerçekten tanımadığımı, yaşamak için yaşadığımı, amacım olmadığını, çok geniş sandığım perspektifimin ne kadar dar olduğunu anladım. Bunun için düzenli olarak yaptığım aktivitelerden sıyrılıp kendi kabuğuma çekilmem gerekti. Üç ay boyunca içkiye-sigaraya-dışarda yemeye-gece dışarı çıkmaya kısacası "beni ben yaptığını sandığım şeyler"e ara verdim. Kendi paramı kazanıp kendi evimde kendi imkanlarımla yaşayarak bireyliğimin, isteklerimin, hedeflerimin ve -belki de en önemlisi- karakterimin farkına vardım.

Bu süre zarfında çok zorlandım, çok bocaladım, ağlayamadım bile! Ta ki bu çatı altında aldığım tehditlerden bıkıp kendimi en dipte hissettiğimde, dayanamayıp hıçkırıklara boğularak kendime gelmek için iki saat harcayana kadar.. Sanırım acımı yok saydığım, ağrılarımı ertelediğim ayların acısını tek günde çıkardım.. Müşahede odasına beni merak ettiği için, elimi tutup "yanındayım" demek için gelen iki isim, insanlara bakış açımı nasıl değiştirdiklerinden habersiz bana gülümsüyorlar hala.. Sevgili D. keşke bendeki yerinin özelliğini bilebilseydin (: Diğer kıvırcık, geyik, akıl hocam, kötü gün dostum olan E. ise şimdi çok uzaklarda.. Eşşek herif arasa da iki bira neyin içsek ama nerdee!

Son bir buçuk sene.. Kendimi bulduğum dönem.. Demek değil ki bu oldum, büyüdüm! Hayır.. Öğreniyorum hala, hala eğitiyorum kendimi. Ama bu masadaki S.'nin içten kahkahasının içime yaydığı sıcaklık, pendor köşe başı içmeleri dertleşmeleri olmasa; M.'nin en içimi bilmesi, ansiklopedik öğretileri ve paylaştığı jazz şarkıları olmasa; kıvırcık E.'yle random saçmalayışlarımız, düetlerimiz (zgy26 ft .kntosh), 9gag geyiklerimiz olmasa; A.'yla yaptığımız servis+metro sohbetleri olmasa; anne adayı M.'nin iş öğütleri, tecrübe paylaşımları ve üzerimdeki annelik denemeleri olmasa; D.'nin yaptığı hangi şeyi saysam bilemiyorum (bana teyzemi anımsattığı için yaptığı her şey çok anlamlı benim için ama sanırım D. denince aklıma gelen asıl şey karikleri ve karik zevklerimizin aynılığı, konuşmadan birbirimize bakarak gülebilişimiz eheh! NE İSTEDİĞİMİ BİLMİYORUM TAMAM MI?) işte tüm bunlar olmasa ben şimdi merlinin sakalı olamazdım. Bırak sakalı kılı, tüy bile olamazdım!

Beni sizler yarattınız falan demeyeceğim tabi, bokunu çıkarmanın alemi yok da.. İyi ki varsınız be bizimasanın değerli zatları! Hepiniz ayrı ayrı öyle kıymetlisiniz ki.. Şu bir senemi bu kadar anlamlı yaptığınız için size minnettarım.

Hep yanımda olun ki benliğim hiç eksilmesin..

<cokduygusalimbusabah@merlininsakali.com>


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder